Milli İstihbarat Akademisi, "İstihbarat Tarihi Neşirleri" kapsamında önemli bir eseri daha okuyucularla buluşturdu.
Aralık 1925’te Hüseyin Rahmi Apak tarafından eski harflerle yayımlanan "Zamanımızda Casusluk ve Buna Karşı Mücadele" başlıklı çalışma MİA tarafından tam 100 yıl sonra yeniden yayımlandı.
MİA öğretim üyesi Dr. Serhat Aslaner’in yayıma hazırladığı çalışma, Türk istihbarat düşüncesinin tarihsel birikimini günümüze aktarmayı amaçlıyor. Çalışma, yazarın MAH ile ilişkisinin de tartışıldığı bir giriş bölümüyle başlayıp orijinal metnin Latin harflerine aktarıldığı ve günümüz Türkçesine uyarlandığı iki bölümle devam ediyor. Bu çalışma aynı zamanda, Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) Arşivi’ndeki belgeleri ve MİT Müzesi envanterindeki görselleri de kapsıyor.
İstihbarat düşüncesinde olgunlaşma
Türkiye Cumhuriyeti kurulduktan hemen sonra istihbarat teşkilatı (MAH) kurma çalışmaları sırasında yayımlanan bu kapsamlı çalışma, aynı zamanda Türk elitlerinin ve Cumhuriyet’in kurucu kadrolarının zihninde istihbarat düşüncesinin kavuştuğu sistematik boyuta ilişkin ipuçları barındırıyor. Öte yandan çalışma, Trablusgarp Harbi ile başlayıp, Balkan savaşları, I. Dünya Savaşı ve Milli Mücadele ile başlayan uzun savaş deneyiminin söz konusu sistematik gelişimde oynadığı rolü de ortaya koyan çok sayıda atıf içeriyor.
İstihbarata karşı koymanın artan önemi
Dönemin Moskova ataşemiliteri Rahmi Apak tarafından ortaya konan eser, savaş sonrası I. Dünya Savaşı sonrası dünya konjonktüründe istihbaratın edindiği yeni rollerin, istihbarat teşkilatlarının genişleyen faaliyet ve sorumluluk alanlarının da altını çiziyor. İstihbaratın sadece savaşa endeksli bir gündemin ötesine geçen ve sadece askeri alanda cereyan eden bir faaliyet olmaktan çıktığı, eser boyunca vurgulanan hususlar arasında yer alıyor. Bu bağlamda yeni dünyada istihbarata karşı koyma faaliyet ve politikalarının bütün kamusal ve toplumsal kesimleri ilgilendirdiği, bu kesimlerin bu bilinç içerisinde olması gerektiği sıklıkla hatırlatılıyor.
Casusluk ve casuslukla mücadele
Bu nedenle Apak eserini iki bölüm şeklinde kurguluyor: Casusluk ve Casuslukla Mücadele. İlk bölümde 1920’ler dünyasında istihbaratın nasıl yürütüleceği, istihbarat elemanlarının taşıması gereken özelliklerin neler olduğu, güvenli haberleşme yöntemleri, bilgi güvenliği gibi konuları ele alıyor. İkinci bölüm ise detaylı bir şekilde istihbarata karşı koyma faaliyetlerini ele alıyor ve hemen her kesime sorumluluklarını hatırlatan bir yaklaşım ortaya koyuyor.
Fransızca, İngilizce, Almanca ve Rusça bilen Rahmi Apak’ın bu metni bu dillerin hemen hepsinde yazılmış temel eserlere ve bu ülkelerin başarılı ve başarısız istihbarat operasyonlarına yer veren geniş referans dünyası ile de dikkati çekiyor. Bu geniş referans dünyasında, Japon istihbarat faaliyetlerinin 1905 Rus-Japon Savaşında Japonya’nın galibiyetinde oynadığı rol ise özel bir yer tutuyor.