"Terör sorununu çözeceğiz, bölücülük damarını kesip atacağız" diyen MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Terörsüz Türkiye hedefine ulaşıldığında kazananın Türkiye ve Türk milleti olacağını vurguladı:
"Şehit ailelerimiz kaygılanmasın. Gazilerimiz korkuya kapılmasın, onların başlarını öne eğdirmeyeceğiz. Pazarlık içinde değiliz. Al-ver sürecine tamamen kapalıyız. Türkiye’nin egemenlik hukukunu Cumhuriyet'in kurucu ve kuruluş felsefesini zafiyete uğratacak hiçbir yanlışın içinde Cumhur İttifakı olarak yer almayız, alamayız, almayacağız."
Bahçeli'den provokasyon uyarısı
Türkgün gazetesine açıklamalarda bulunan MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, süreci sabote etmek isteyenlere sert tepki gösterdi:
"Terörsüz Türkiye hedefini zehirleme arayışında olanlara bilhassa milletimiz kulak asmayacak, itibar etmeyecektir. Kim ki terörsüz Türkiye’den rahatsızsa bir karanlık bir kurnazlık bir kumpas içindedir.”
"Türkiye Cumhuriyeti şefkatlidir”
Bahçeli, Kürt vatandaşların terörün ağır sonuçlarına katlanan hazin ve hüzün dolu bir maziye sahip olduğunu hatırlattı ve bu maziyi parlak bir gelecekle tamir ve telafi etmekle sorumlu olduklarını vurguladı:
“Hiç şüphesiz Kürt kardeşlerimin terörle uzaktan yakından bağ ve bağlantısı yoktur. Farklı, saik ve sebeplerle kandırılan, fakat suça karışmamış, silahlı bir eylemde bulunmamış kim varsa gelip ailesiyle kucaklaşmalıdır. Bizim kaybına göz yumacağımız, heba edeceğimiz tek bir insanımız yoktur. Türkiye Cumhuriyeti haşmetlidir bunun yanında şefkatlidir.”
"SDG/YPG Şam yönetimiyle imzalanan 10 Mart mutabakatına riayet etmeli"
Devlet Bahçeli, Şam yönetimiyle imzalanan 10 Mart mutabakatına riayet edilmesi gerektiğini de kaydetti:
“PKK 12 Mayıs'ta silah bırakmış, ve örgütsel varlığını lağvetmiştir. 11 Temmuz'da bir grup PKK'lı silahlarını yakmıştır. Özellikle Suriye'nin kuzey doğusunda tesir alanı bulunan SDG/YPG henüz silah bırakmamış, 27 Şubat İmralı çağrısına riayet etmemiştir. Halbuki İmralı'nın çağrısı PKK'nın yanı sıra bölücü terörün tüm bileşenlerini kapsamaktadır. SDG/YPG Şam yönetimiyle imzalanan 10 Mart tarihli mutabakata mutlaka riayet etmelidir.”