
Safları sıklaştırmamız lazım
İslam dünyasının geniş bir coğrafyada, dünyanın en bereketli topraklarında bulunduğunu, bu kadar büyük bir güce, yer altı yer üstü kaynaklarına sahip olmasına, genç bir nüfusa sahip olmasına rağmen İslam dünyasının bu imkanlarını iyi bir şekilde kullandığını söylemenin mümkün olmadığını söyledi. Kurtulmuş, İslam dünyasının eğitimde, bilimde, sanatta, kültürde, siyasette ve uluslararası sistemde sahip olduğu bu potansiyelin aksine büyük bir zafiyet içinde olduğunu, bunun üzerinde odaklanmak ve bunu aşmak için herkesin mücadele etmek zorunda olduğunu kaydetti.İsrail'in Gazze'ye saldırıları
“Hepimiz ne konuşursak konuşalım, uzun yıllardır hep Filistin meselesini gönlümüzde ve zihnimizde tutuyoruz.” diyen Kurtulmuş, Filistin meselesinin hem İslam dünyasının bir numaralı meselesi olmak mecburiyetinde olduğunu hem de insanlığın en temel sorunları arasında bulunduğunu belirtti. TBMM Başkanı Kurtulmuş, “Özelikle 7 Ekim’den sonra İsrail'in insanlık tarihinin görmediği büyük bir katliamı gerçekleştirmeye devam etmesi, ne yazık ki biz burada konuşurken Gazze'de onlarca kardeşimizin şehit olduğu bir saldırının devam etmesi, sadece sözle durdurulabilecek bir durum değildir. Onun için İslam dünyasının önümüzdeki dönemde çok yoğun ve güçlendirilmiş bir Filistin mücadelesine hazır olması gerektiğini ifade etmek istiyorum. Bu anlamda Güney Afrika’nın Lahey’deki Uluslararası Adalet Divanı’na başvurusu ve bu başvuruda İsrail’in aleyhine bir ara karar çıkması fevkalade önemlidir. Ben de Güney Afrika hükümetini ve halkını tebrik ediyorum. Ancak şimdi kollarımızı sıvama vaktidir. On yıllar sürecek büyük bir mücadeleye hazır olmamız lazım" şeklinde konuştu.Müslüman toplulukları ilgilendiren konularda ittifak halinde olmamız lazım
İslam dünyasının Filistin davası konusunda üç alanda mücadeleyi yoğunlaştırması gerektiğini ifade eden Kurtulmuş, şöyle devam etti:"Bunlardan birincisi, özellikle İsrail hükumetini, Netanyahu ve çetesi başta olmak üzere Siyonist rejimi, uluslararası sistemde yalnızlaştırmak için bütün gücümüzü kullanacağız. İkincisi, Müslüman ülkeler ve topluluklar olarak saflarımızı sıklaştıracağız. Eğer saflarınızı sıklaştırmazsanız araya şeytan girer. Sadece namazda değil, siyasi duruşumuz bakımından da saflarımızı sıklaştırmak durumundayız. Siyaseten farklılıklarımız olabilir, bazı konularda ihtilaf etmemiz mümkün olabilir ama biz genel duruşumuz itibarıyla Müslüman toplulukları ilgilendiren temel konularda ittifak halinde olmamız ve saflarımızı sıklaştırmamız lazım.”
İsrail'in en büyük gücünün; topu, tüfeği, askeri varlığı, uluslararasındaki finans çevrelerindeki ve medyadaki hakimiyeti ile arkasındaki bazı Batılı ülkelerin gücü olmadığını dile getiren Kurtulmuş, “Üzülerek ifade ediyorum, İsrail'in en büyük gücü İslam dünyasının bölünmüşlüğü, parçalanmışlığı, iradesizliği ve kararsızlığıdır. Bu durumdan süratle kurtulmak ve önümüzdeki yıllarda devam edecek Filistin davasına güç ve kuvvet verebilmek için safları sıklaştırmak zorundayız” dedi. Filistin davasına destek vermek bakımından gelecek dönemdeki bir diğer önemli meselenin ise ‘insanlık cephesini tahkim etmek’ olduğunu vurgulayan Kurtulmuş, şunları kaydetti:“Bugün dünyanın birçok yerinde kalbinde vicdan olan, insanlık sevgisi olan, hak ve hukuktan yana olan, dini, mezhebi, meşrebi, ırkı ve teninin rengi ne olursa olsun yüzbinlerce hatta milyonlarca insanın sokağa çıkarak 'Yeter artık, İsrail'i durdurun' dediğini hep beraber görüyoruz. Bu uzun yıllar boyunca insanlık cephesinin en büyük başarısıdır. Londra’nın sokaklarını dolduran, New York’ta ya da Beyaz Saray’ın karşısında gösteri yapan masum ve mazlum halklardan yana duran insanların çığlığı fevkalade önemlidir ve insanlık tarihi bakımından yeni bir dönemi başlatmıştır. Şimdi bizlere, İslam dünyasının siyasi karar alıcılarına, İslam dünyasının sivil toplum kuruluşlarına ve topyekun hepimize düşen sorumluluk, bu üç alandaki mücadeleyi artan bir ivmeyle sürdürmektir. Yani İsrail’i yalnızlaştırmak, İslam ülkeleri olarak birliğimizi, beraberliğimizi, tevhidi artırmak ve bu anlamda da insanlık cephesinin gücünü artırmaktır.”
Kurtulmuş, bu üç alanda yapılan mücadeleler sonucunda gelecek dönemde yeni, barışçıl hakkaniyetli ve insan toplulukları ile devletlerin egemen eşitliği prensibi üzerine oturan yeni bir dünya sisteminin kurulmasının kaçınılmaz olduğunu ifade etti. Böylesine bir imkanın şimdi herkesin önünde olduğunu dile getiren Kurtulmuş, “Bu imkandan istifade edebilecek olan bizleriz. Bundan istifade edebilmek için gayretle çalışacağız, saflarımızı sıklaştıracağız, bildiklerimizle amel edeceğiz, Allah bize bilmediklerimizi öğretecek ve hem Filistinli kardeşlerimizin içinde bulunduğu şartları değiştireceğiz hem de yeryüzünde hakkı, adaleti ve vicdanı önceleyecek bir sistemi kuracağız" dedi. TBMM Başkanı Kurtulmuş, konferans kapsamında, katılımcı ülkelerden mevkidaşları ve uluslararası kuruluşların temsilcileriyle çekilen aile fotoğrafında yer aldı. Kurtulmuş, daha sonra, Fildişi Sahili Ulusal Meclisi Başkanı Adama Bictogo’nun meclis başkanları onuruna verdiği davete katıldı. TBMM Başkanı Kurtulmuş, İslam İşbirliği Parlamenter Asamblesi 18'inci Konferansı’nın Genel Kurulu'na ilişkin olarak sosyal medya hesabından yayımladığı mesajında ise şu ifadeleri kullandı: “İslam İşbirliği Parlamenter Asamblesi 18'inci Konferansı’nın Genel Kurulu'nda, özellikle bölgemizde yaşanan güncel gelişmelere ilişkin görüşlerimizi paylaştık. Bölgemizde güven ve istikrarın sarsıldığı bir süreçten geçiyoruz. İslam ülkeleri olarak birlik ve beraberliğimizi güçlendirmemiz ve istişarelerimizi artırmamız gerekiyor. Önümüzdeki dönemde barışçıl, hakkaniyetli, toplumların ve devletlerin eşitliği prensibi üzerine oturan yeni bir dünya düzeninin kurulması kaçınılmazdır. Bizlere, İslam dünyasının siyasi karar alıcılarına, sivil toplum kuruluşlarına büyük sorumluluklar düşüyor. Böylesine bir imkân önümüzdedir. Bundan istifade etmek için saflarımızı sıklaştıracağız, gayretle, canla başla çalışacağız. Hem Filistinli mazlumların içinde bulunduğu şartları değiştirecek hem yeryüzünde hakkı, adaleti, insafı, ihsanı önceleyen bir sistem kuracağız. Bu manada, İSİPAB'ın önemli bir potansiyel taşıdığına inanıyor ve toplantımızın başta İslam dünyası olmak üzere tüm insanlık için hayırlara vesile olmasını diliyorum.”