Büyükgümüş, yaptığı açıklamada, partisinin 8. Olağan Büyük Kongresi'nde Teşkilat Başkanı seçildiği günden bugüne yaptıkları çalışmalar hakkında bilgi verdi.
Kongrenin ardından istişareler ve eğitim toplantılarıyla sahaya adapte olduklarını belirten Büyükgümüş, "Bizim derdimiz, sandığa nasıl bir oy daha fazla Recep Tayyip Erdoğan ve AK Parti'miz için atabiliriz. Bunun derdiyle dertlenen bir gönüllülük çerçevesinde çalışmalarımızı yürütüyoruz." ifadelerini kullandı.
Büyükgümüş, gelecek dönemde mahallelerde yapacakları eğitim çalışmaları ve sandık esaslı faaliyetlerle sahada daha güçlü şekilde AK Parti'nin fikirlerini ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın vizyonunu hissettirmek için gayret edeceklerini söyledi.
Ahmet Büyükgümüş, AK Parti teşkilatlarındaki görev değişikliklerine ilişkin şunları kaydetti:
"AK Partimizin oradaki temsiliyetinin en üst düzeyde olması bir esas. Bazen kongre dönemlerinin ardından başkanımızın kişisel hayatında bir değişim olabiliyor. Ya da yönetimle ilgili olarak planlanan harmoni oluşmayabiliyor. Bunu ilin aktörleriyle burada değerlendiriyoruz. Elhamdülillah bu işi kavga-dövüşle değil, kardeşlik hukukuyla yaptığımızın herkes son derece bilincinde. 8 ilimizde değişikliğe gittik, diğer bazı siyasi partilerde gördüğümüz gibi ne bir sertlik ne bir kavga-dövüş yaşandı. Aynı davaya inanmış, idealler uğrunda siyaset yapan gönül erleri olmanın bilinciyle bu değişim dönemlerini hep birlikte yönettik."
İlçe teşkilatlarıyla ilgili de çalışmaların devam ettiğini dile getiren Büyükgümüş, bir yerde görev değişikliği olacaksa görevi devreden kişiyle de istişare ederek, ileri adımları hep birlikte attıklarını söyledi.
"İsimler değil, hedefler ve idealler önemli"
Bir il teşkilat yönetiminde yapılan değişikliğin ardından göreve gelen kişiyle yaptıkları görüşmeleri de anlatan Büyükgümüş, "Mesela bir il teşkilatımızda değişiklik yaptık, yeni bir arkadaşımız göreve geldi ve bir ekip hazırladı. Bizim ona sorduğumuz ilk soru: 'Yarın sen devam etmesen, bu ekipten hangi isimler il yönetimine başkanlık edebilir?'. Bir ekibin içerisinden oraya liderlik potansiyeli taşıyan en azından 3-4 isim olmuyorsa oradaki teşkilatlanmamızda bir eksik vardır." diye konuştu.
Bu yolda isimlerin bir anlamının olmadığını, hedeflerin ve ideallerin önemli olduğunu vurgulayan Büyükgümüş, "Yoksa Ahmet Büyükgümüş'ün bir anlamı yok. Ahmet Büyükgümüş'ten binlerce, on binlerce var bu teşkilatın içerisinde." dedi.
AK Parti Teşkilat Başkanlığınca düzenlenen "Türkiye Yüzyılı Buluşmaları"nı hatırlatan Büyükgümüş, 49 gün gibi kısa bir sürede, 81 ilde 973 ilçede milletle buluştukları toplantılar organize ettiklerini dile getirdi.
Büyükgümüş, bu toplantılarda AK Parti milletvekilleri, MKYK üyeleri, genel başkan yardımcıları ile bakanların hem kendi çalışma alanlarıyla ilgili plan, proje ve vizyonlarını anlattıklarını hem de milletin beklentilerini, önerilerini, eleştirilerini dinlediklerini aktardı.
"Geri dönüşleri yeni siyasal yaklaşımlara dönüştürüyoruz"
Bu toplantıların hepsinden aldıkları sonuç ve fikirlerden bir derleme oluşturduklarını anlatan Büyükgümüş, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın da "Türkiye Yüzyılı Buluşmaları"nın kapanış toplantısında bununla ilgili hem fikirlerini hem de gelecek döneme dair ilerleyecekleri yol haritasını açıkladığını hatırlattı.
Ahmet Büyükgümüş şunları kaydetti:
"Örneğin burada en fazla vatandaşımızın dile getirdiği hususlardan biri kirayla ilgiliydi. Sosyal konuta dair önemli bir talep gözlemlemiştik. TOKİ'miz vasıtasıyla Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığımızla yine İstanbul'da Sayın Cumhurbaşkanımızın katılımıyla 500 bin yeni sosyal konut lansman programı gerçekleştirdik. Yani AK Parti sahadan milletin önerilerini, şikayetlerini her an teşkilatları vasıtasıyla dinleyen ve iktidar olma sorumluluğuyla da bakanlıklar, yerel yönetimler eliyle ve bizzat Sayın Cumhurbaşkanımızın yönlendirmesiyle bunları politikaya çeviren bir çalışma kültürüne sahip."
"Büyük ve güçlü Türkiye" idealini hayata geçirmek için çalıştıklarını vurgulayan Büyükgümüş, aldıkları bu geri dönüşleri, bakanlıklar eliyle yeni siyasal yaklaşımlara dönüştürdüklerini söyledi.
Büyükgümüş, kış ve bahar aylarında da AK Parti'nin ana aktörlerinin sahada olacağını dile getirdi.
"Hakikatleri ortaya koymak gibi önemli bir gündemimiz var"
AK Parti teşkilatlarının gündemindeki konu başlıklarını da dile getiren Büyükgümüş, "Çok dikkatli ve gayretle yürüttüğümüz bir ekonomi programımız var. Bu programın kapsamı, araçları ve uygulamalarını sürekli sahada gözlemleyerek, tespit ettiğimiz eksiklikleri Sayın Cumhurbaşkanımız başta olmak üzere bütün ekonomi ekibimize anlatmamız, planladıklarımızı, uyguladıklarımızı milletimize en etkili şekilde anlatmamız bizim için birinci esası teşkil ediyor." diye konuştu.
AK Parti teşkilatlarının bir diğer önemli gündeminin "Terörsüz Türkiye" olduğunu belirten Büyükgümüş, "Terörsüz Türkiye" hedefine dair hangi adımların atıldığını, hangi çerçevede bu siyasal yaklaşımı yürüttüklerini, Cumhur İttifakı olarak neyi amaçladıklarını, "iç cepheyi güçlendirmek" diye ifade ettikleri sürecin gereklerini, terörle mücadelede gelinen başarılı aşamayı, TBMM'deki Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu'nun çalışmalarını milletle paylaştıkları bir iletişim stratejisi yürüttüklerini anlattı.
Bir yandan da CHP'nin "yalan, iftira ve dezenformasyona dayalı olarak yürüttüğü siyaset dili"nin deşifresini millete yaptıklarını kaydeden Büyükgümüş, "Hakikatleri ortaya koymak gibi önemli bir gündemimiz var." dedi.
"CHP'nin içindeki rant mücadelesinin mahkemeye taşındığını görüyoruz"
CHP'nin devam eden dava süreçlerine işaret eden Büyükgümüş, "Biz bu sürecin ne savcısıyız ne de hakimiyiz. Ama bir gün kalktığımızda CHP'nin savcı rolüne büründüğünü, bir gün kalktığımızda hakim rolüne büründüğünü üzülerek takip ediyoruz ve demokrasimiz bakımından da bunu çok önemli bir zafiyet olarak değerlendiriyoruz." ifadelerini kullandı.
Büyükgümüş, bu davalarda şikayet edenlerin de şikayet edilenlerin de itirafçı olanların da CHP'li olduğunu hatırlattı.
Bu durumun CHP tarafından soruşturulmadığına, parti içi disiplin süreçlerinin de yürütülmediğine dikkati çeken Büyükgümüş, "Aslında tüm bu tabloya baktığınızda sanki CHP'nin içindeki bir rant mücadelesinin mahkemeye taşındığını görüyoruz. Bizim hiçbir şekilde taraf olmadığımız bir konuda hükümetimiz ve AK Partimizin suçlandığına şahitlik ediyoruz. Bu rant mücadelesi de demek ki öyle bir noktada ki kendilerinin ihanetle suçladıkları isimleri siyaseten soruşturamayacak kadar da bu rant nedeniyle acziyet içerisinde olduklarını gözlemliyoruz." diye konuştu.
CHP Genel Başkanı Özgür Özel'in "AK Parti'nin mantığı 'Cemevi, Cümbüş Evi' dedikleri için Cemevi'ni Kültür Bakanlığına bağladılar" sözüne değinen Büyükgümüş, şunları ifade etti:
"Böyle bir değerlendirme olabilir mi? Kalk kendi teklifini ortaya koy. Bizim yaptığımız eksik mi, daha ileri adımların ne olduğundan bahset. Onun üzerinden tartışalım. Fikirlerimizi müzakere edelim. Ama yok. Onun yerine ne var? 'İftira atalım, yalan söyleyelim, düşmanlıkları körükleyelim, milletimizin nerede bir hassasiyeti var, bunu alalım, kendimize belirli koltuklara gelmek için yakıt edelim.' Biz, siyaseti bugün belli koltuklarda oturmak için birer araç olarak değerlendirmiyoruz."
Büyükgümüş, muhalefetle AK Parti'nin teşkilatçılık açısından arasındaki farkı milletin gördüğünü söyledi.
"Derdimiz, kalkınma mücadelesinde yepyeni bir sayfa açmak"
Teşkilat çalışmaları sırasında yaptıkları gözlemleri de paylaşan Büyükgümüş, şunları kaydetti:
"81 ilde sahada çalışmalar yürütürken, CHP'nin, Ankara'da daha dengeli bir dille konuşmaya çalıştığını, yerel teşkilatlarıyla ise çok büyük bir yalanı ve dezenformasyonu sahaya sürdüğünü gözlemliyoruz. 'Terörist başı serbest mi bırakılacak?' Ne böyle bir gündem var ne böyle bir konu tartışılmış. Kendilerinin de katıldığı devletin en üst düzey yetkililerinin sürece dair bilgilendirmelerinde böyle bir şey gündeme gelmemiş. Nerede bir istismar var, onun peşine düşmeyi siyaset zannediyorlar. Ama bu dil, bu anlayış bugün belki orada o anlık bir netice doğurmaya sebep olsa da sonuçta anlamlı, birbiriyle çelişmeyen, mantık örgüsü güçlü bir siyasetin inşa edilmesinin önündeki en büyük engel. Bir yandan yaptığımızı anlatırken, bu yalan ve iftiralarla da uğraşmak mecburiyetinde kalıyoruz. O yüzden biz bu çalışmalarımızı şehit ailelerimizi ve gazilerimizi ziyaret ederek başlattık. Bu sürecin bir 'al ver', 'müzakere' süreci olmadığını, bizim herhangi bir siyasal çıkar için böyle bir işe girmediğimizi çok samimi, açık yüreklilikle milletimizin tüm fertleriyle paylaşarak bu konuya dair çalışmalarımızı yürütüyoruz."
Toplumsal değişimle, siyasetin içindeki mekanizmalar kullanılarak terör örgütünün tasfiyesinin gerçekleşmesini ve Türkiye'nin tamamen "Terörsüz Türkiye" aşamasına ulaşmasını istediklerini vurgulayan Büyükgümüş, bunu gerçekleştirdiklerinde, terör nedeniyle milletle buluşamayan bir maddi refahın, zenginliğin millete döneceğini söyledi.
Türkiye'nin petrol ihtiyacının yüzde 10'unun Gabar Dağı'ndan çıktığını, 3 milyar dolardan fazla yıllık bir imkanın milletle buluştuğunu anımsatan Büyükgümüş, "Son 40 yılda 2 trilyon dolarlık bir imkanı milletimizle buluşturmak yerine teröre heba etmiş durumdayız. Bu, yılda baktığınızda 50 milyar dolar ediyor. Türkiye'nin 5-6 şehrini altyapısıyla, üst yapısıyla, okullarıyla yeniden hayata geçirebilecek bir kaynaktan milletimiz mahrum kalıyor. Bizim derdimiz, Terörsüz Türkiye ile ulaştığımız aşamayla bu zenginliği milletimizle buluşturmak ve Türkiye'nin kalkınma mücadelesinde yepyeni güçlü bir sayfa açmak." diye konuştu.





