Her gün biraz daha kararan Bursa semaları, aslında bir çevre felaketinin sessiz çığlığını taşıyor.

Şu anda bulunduğumuz bu noktada, Kestel’de, Bursa’nın tam kalbinde bir kara leke yükseliyor!
Gördüğünüz gibi;
Ruhsatı iptal edilmiş bir fabrikanın bacaları hâlâ gürül gürül tütüyor!

Evet, yanlış duymadınız!
Bursa Çimento’nun işletme ruhsatı hukuken iptal edilmiş olmasına rağmen, fabrika adeta meydan okur gibi faaliyetlerini sürdürüyor!

Kardeşim;
Büyükşehir Belediyesi Encümeni, 1 Ekim 2025’te, bu tesis ruhsat yenileme şartlarını yerine getirmediği için işletme ruhsatını iptal etmiş mi? Etmiş!

Peki sonra ne oluyor?
Encümen kararının üzerinden sadece birkaç gün geçiyor ve 8 Ekim’den itibaren yine tam kapasite çalışmaya devam ediyor.

Soruyorum;
Bu nasıl bir cesaret?
Bu nasıl bir pervasızlık?
Hukuk işlemiyor mu?
Devlet denetlemiyor mu?
Yoksa birileri bu işletmenin önüne kırmızı halı mı seriyor?

Ama skandal bununla bitmiyor…

“Modernizasyon” bahanesiyle kaçak yapılaşmaya gidiliyor.
Ruhsatsız şekilde üçüncü döner fırın devreye alınıyor.
Resmî incelemelerde ne ortaya çıkıyor biliyor musunuz?

Düşünebiliyor musun?
Fabrika içindeki 238 ruhsatsız yapıdan 70’inin projesi de yok, 30’unun da kullanım izni yok!

Bu şehirde bir vatandaş evine bir sundurma eklerken bile belediyeden izin almak zorundayken, Bursa’nın ortasında dev bir sanayi kompleksi onlarca kaçak bina ile nasıl faaliyet gösterebiliyor?

Muz cumhuriyeti mi burası?

İdare Mahkemesi’nden jet hızıyla alınan yürütmeyi durdurma kararıyla da sanki tüm bu hukuksuzluk aklanmış gibi kamuoyuna mesaj veriliyor.

Kasımda en çok ihracat otomotiv sektöründen geldi
Kasımda en çok ihracat otomotiv sektöründen geldi
İçeriği Görüntüle

KAP’a yapılan açıklamada ise, pişkin bir şekilde “Bizim her şeyimiz yasal, çevreciyiz” denilerek halk aldatılmak isteniyor!

Oysa gerçek çok açık:
Bu tesis kapasitesini izinsiz büyütmüş, ÇED almamış, kaçak yapılaşma yapmış ve buna rağmen bacalarını kapatmamış bir tesis olarak Bursa’yı zehirliyor!

Buradan soruyorum:
Bu ülkede yasalar kimin için var?Ruhsat iptali sıradan vatandaşa mı uygulanıyor?
Neden bir fabrika “dokunulmaz” muamelesi görüyor?

Valilik nerede?
Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü nerede?
Büyükşehir Belediyesi neden sessiz?Kestel Belediyesi neden denetlemiyor?Kim görevini yapmıyor?
Kimin kapısına gidince dosyalar rafa kalkıyor?

Kestel’de insanlar nefes alamıyor!Çocuklar sabah duman kokusuyla uyanıyor!
Köylü tarlasında maske takıyor!Vatandaş evinin camını açamıyor!

Bu sadece bir fabrika meselesi değildir!

Bu, Bursa’nın kaderini tek bir şirketin insafına terk etmektir!
Bu, çevre değil, vicdan suçudur!

Bursa Çimento, 1967’de kurulurken şehir dışındaydı.
Bugün Bursa’nın içinde, yerleşimin tam ortasında bir zehir kaynağına dönüşmüş durumda!

Üstelik hiçbir ÇED raporu olmadan, yüz milyonlarca avroluk dev bir tesis daha yapılıyor.

“Kapasitemizi üçe katlayacağız” diyen bir şirketten söz ediyoruz.

Bu modernizasyon değil; bu oldu bittiyle Bursa’yı zehirleyen bir genişleme operasyonudur!

Bu halkın sağlığını, çocuklarımızın geleceğini, dağlarımızın temiz havasını bir şirketin kar hırsına feda mı edeceğiz? Tabi ki hayır!

Bu yaşananlar sadece bir çevresel yıkım değil, açık bir hukuk yok sayma örneğidir!

Bir şehrin göbeğinde ruhsatsız binalar yapılırken, işletme ruhsatı olmadan üretim yapılırken, tüm kurumların sessiz kalması kabul edilemez!

Bursa halkı artık nefes almak istiyor
Bu şehir adalet istiyor!
Bu şehir denetim istiyor!

Kimse unutmasın!
Bursa, kimsenin arka bahçesi değildir!Hiçbir şirket, hiçbir sermaye grubu bu kentin kaderiyle oynayamaz!

Biz bu mücadelenin peşini bırakmayacağız.
Doğanın, insanın ve hukukun tarafında duracağız.

Ve bu skandalın üstü ne kadar örtülmek istenirse istensin, biz her gün yeniden, daha güçlü biçimde ortaya koyacağız!

Bursa halkı zehir değil, nefes almak zorundadır!
Biz de bunun takipçisi olacağız!

Adsız