Cumurbaşkanı Erdoğan, Beştepe Millet Kütüphanesi'nde düzenlenen 'Aile ve Kültür-Sanat Sempozyumu' programında konuştu.
Erdoğan, sempozyumu düzenleyen Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Politikaları Kurulu ile Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığına da teşekkür ederek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Sayın Bakanımızı ve ekibini, aynı şekilde Kurul Başkan Vekilimizi ve mesai arkadaşlarını, danışma kurulu üyelerini, koordinatörlerimizi ve tüm konuşmacılarımızı yürekten kutluyorum. Şunu öncelikle ifade etmek istiyorum, hem Kültür ve Sanat Kurulumuz hem de Aile Bakanlığımız kendi alanlarında son derece verimli, başarılı ve ufuk açıcı işlere imza atıyor. Dün başlayan ve bugün sizlerle birlikte kapanış merasimini icra ettiğimiz Aile ve Kültür-Sanat Sempozyumu işte bu çalışmalardan biridir. İki gün boyunca düzenlenen 6 oturumda akademisyenlerimiz, bağımsız araştırmacılarımız, uzmanlarımız ve daha pek çok katılımcı bildirilerini tebliğ etti.
Dijital kültürden sanat ve medyaya, aile içi iletişimden nüfus politikalarına, kentleşmeden aile sağlığına geniş bir renk paletinde birçok konu burada enine boyuna tartışıldı. Her şeyden önce bu tartışmaların aile kurumumuz ve gençlerimiz başta olmak üzere ülkemiz ve milletimiz için hayırlar getirmesini canı gönülden temenni ediyorum. Bununla birlikte şu hususu da ifade etmekte fayda olduğuna inanıyorum, akademik toplantılarda yapılan tespit ve teşhisler elbette ki önemlidir. Teorik ve kuramsal çerçevenin iyi çizilmesi, tartışmaların sağlam bir zemine oturması kuşkusuz çok mühimdir. Fakat hepsinden önemlisi, tüm bunlardan hareketle somut ve uygulanabilir neticeler, sadra şifa çözümler elde etmektir."
"Geleceğimiz için alarm zilleri çalıyor"
Türkiye'de nüfus artış hızının düştüğüne bir kez daha dikkati çeken Erdoğan, "Nüfus artış hızımız azalıyor, doğurganlık oranına baktığımızda şu anda bir felaketi yaşıyoruz.Toplum olarak bireyselleşiyor, bunun sonucu olarak yalnızlaşıyoruz. Toplam doğurganlık hızı 1,48 şu anda bir felaketi yaşıyoruz" dedi.
Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti:
"Geleceğimiz için alarm zilleri çalıyor. Beyler alınmasın kusura da bakmasın. Kadınlar, çocuk yetiştirme konusunda eşlerinden gerekli desteği göremiyor. Yükün büyük bir bölümü maalesef kadınların omuzlarına yükleniyor. Oysa aile hayatıyla da bizlere en güzel örnek olan peygamber efendimiz şöyle buyuruyor, 'Kadınlar, erkeklerle birlikte bir bütünü tamamlayan diğer yarılardır.' Evet tam olarak mesele budur. Bizim zihniyetimizin, bizim toplum ve aile yapımızın omurgası işte budur. İnancımızın bize emrettiği budur.
"Toplum olarak bireyselleşiyor, yalnızlaşıyoruz"
Veriler bize gençlerimizin artık geç yaşlarda evlendiğini gösteriyoruz. 2024'te evlenme yaşı kadınlar için 25,8'e erkekler için 28,3'e yükseldi. Boşanmaların 3'te biri evliliğin ilk 5 yılı içerisinde meydana geliyor. Toplum olarak bireyselleşiyoruz. Yalnızlaşıyoruz. 2008'te 4 kişi olan ortalama hane halkı büyüklüğü 2024'te 3,11 kişiye geriledi."
"Aile kurumunun üzerine titriyoruz"
Erdoğan, aile kurumunun önemini şu sözlerle anlattı:
"Aileye baktığımızda milleti, milleti baktığımızda onu meydana getiren medeniyeti görürüz. Aile okul hükmündedir; aile sabrın, şefkatin, fedakarlığın mektebidir. Aile kurumunun üzerine titriyoruz. Cinsiyetsizleştirme gibi dayatmaları ve LGBT gibi sapkın akımlara karşı gerekli tüm önlemleri alıyoruz. Sosyal medya ve dijital mecralarda insanla birlikte aileyi, toplum yapımızı ve değerlerimizi hedef alan içeriklerle mücadele ediyoruz."
"2026 yılında da evlenecek gençlere desteğimizi sürdüreceğiz"
Aile yılı kapsamında 2026 yılında da evlenecek gençlere desteklerin devam edeceğini belirten Erdoğan, "2025 senesini aile yılı ilan ettik. Evlilik öncesi eğitimi, aile eğitimini devreye aldık. Aile ve Gençlik Fonu'nu hayata geçirdik. Şu ana kadar bu krediyi almaya hak kazanan çift sayısı 62 bini geçti. Evlenecek gençlerimize inşallah daha yüksek tutarda destekler vereceğiz. Doğum yardımlarımıza da ivme kazandırdık. Önümüzdeki 10 seneyi Aile ve Nüfus 10 Yılı olarak ilan ettik." dedi.




